Burun Estetiği; burnun mevcut görünüm ve işlevlerini tedavi etmek amacıyla yapılan, burunda bulunan kemik ve kıkırdak dokunun yeniden şekillendirilerek yeni bir görünüm kazandırıldığı estetik operasyondur.
Burun estetiği diğer adıyla Rinoplasti, yüz cerrahisi içerisinde, en karmaşık ve en zor olan uygulamalardan birisidir. Burun, kendi anatomisi gereği hata kaldırabilen ve hataya müsaade eden bir organ değildir.
Estetik açıdan önemli olduğu kadar hayati açıdan da önemli bir organ olan burnumuz, nefes almak ve vermek gibi hayati bir görevi de üstlenir. Sağlıklı nefes almak bunun yanında sağlıklı bir yaşamı da beraberinde getirir.
Rinoplasti ameliyatları için standart bir ameliyat süresi söylemek doğru olmaz. Ameliyatlar; ortalama olarak 3 saat kadar sürer fakat 2 saat süren ameliyatlar olabildiği gibi 5 saate kadar uzayan ameliyatlar da olabilmektedir.
Ameliyat süresini; burun yapısının zorluk derecesi, geçirilmiş operasyonlar gibi unsurlar etkiler ve hedeflenen burun şekline ulaşabileceğimiz zamana kadar operasyon devam eder.
Burun estetiği ameliyatlarında “kapalı” ve “açık” teknik olmak üzere iki yöntem vardır. Benim tercihim genellikle açık rinoplasti yönünde olmuştur.
Açık ameliyatlarda, iki burun deliği arasındaki kolumella dediğimiz bar üzerinde kesi yapılır.
Bu yaklaşımı tercih etmemin sebebi burun iskeletine ameliyat sırasında daha iyi hakim olmak ve en önemlisi ultrasonik kemik şekillendirme cihazı olan piezo’yu kullanabilmektir. Atılan dikişler 10. günde erir. Ameliyat sonrası kesi yapılan bölgede yara iyileşmesi tam olarak 1.yılda tamamlanır.
Bu bölgede kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle iz çıplak gözle görülmeyecek kadar azdır ancak nadiren yara iyileşmesi kötü olan hastalarda çıplak gözle fark edilebilir.
Ameliyat sonrası 1 hafta, burun içinde tamponlar ve burun sırtında bantlar ve alçı oluyor. 1 hafta sonra hepsini alıyorum ve 1 hafta daha sadece burun sırtında bantlarımız oluyor.
Ameliyat sonrası hastanın genel durumuna göre genellikle 1 gece, nadir durumlarda ise 2 gece hastanede kalmaları gerekmektedir.
İlk birkaç gün genellikle sıradan ağrı kesicilerle geçecek kadar ağrı olabilir. Üçüncü günden sonra hastalarımızın çoğu ağrı kesiciye bile ihtiyaç duymamaktadır.
Biz ameliyatlarımızda “piezo cihazı” kullanmaktayız. Piezo cerraahisinde ultrasonik dalgalar kullanılarak kemik yapı şekillendirilmektedir ve yumuşak doku hasarı minimaldir.
Dolayısıyla piezo rinoplastide klasik yönteme göre daha az şişlik oluşmaktadır. Klasik yöntemde çoğunlukla görülen morluk ise daha az bazen hiç görülmez. Kaba şişlikler ve oluşması durumunda morluklar 10 gün içerisinde dağılır.
Rinoplasti sonrası yapılan düzeltme ameliyatlarına “revizyon” denir. Revizyon ameliyatları için 1. ameliyattan sonra geçmesi gereken ideal süre 12 aydır. Revizyon oranı çeşitli kliniklerde %5-15 oranında bildirilmiştir.
Bunlar major ya da minör revizyon olabilir. Majör revizyonlar tekrar uzun süreli bir düzeltme ameliyatı gerektirir.
Minör revizyonlar ise çok daha sınırlı basit girişimlerdir. Kendi revizyonlarımızda, hastane masrafları dışında bir ücret almıyoruz.
Ameliyatlarımızda, uzun dönemde burun tıkanıklığına sebebiyet vermesi muhtemel yapışıklıkları önlemek için burun içerisine silikon borulu (Doyle® Splint) tampon yerleştiriyoruz.
Bu tamponu tercihen 5-7 gün içerisinde çıkartıyoruz. Bu işlem toplamda 15-20 saniye süren ağrısız bir işlemdir.
Bu tamponların ortası deliktir dolayısıyla tamponlu ikende doğru yapılan bakımlarla bu deliklerden nefes alabileceksiniz.
Ameliyattan üç ay sonra gözlük takabilirsiniz.
İyileşme süreci, cildin yapısına göre değişmekle birlikte genellikle 2. ayda şişliklerin büyük bölümü azalır. 6. ayda ideale yaklaşır ancak son ideal şeklinde hala değildir ve 12. ayda %100’e yakın tamamlanmış olur.
Ancak bu süreç, kalın ciltlerde 2 yıla kadar uzayabilirken, ince ciltlerde ise 6 aya kadar düşebilir. Cildin ince ya da kalın olması, en önemli faktördür. Ben genellikle hastalarıma “sünger” örneğini veriyorum.
Kalın cilt, kalın sünger gibidir. Çok su tutar geç bırakır, ince cilt ise ince sünger gibidir az su tutar erken suyu bırakır. İyileşme süreci hastanın genetik yapısı, kronik hastalıkları, yaşı, alkol-sigara tüketimi ve beslenme alışkanlıkları ile de yakından ilgilidir.
